TALK Boston’ın şehir merkezindeki lokasyonu Mart 2014’te açılmıştır. Boston’ın tarihi kalbindeki Finans Bölgesi’nde yer alan okul, tarihi ulusal simge yapılara, güzel halka açık parklara, şık alışveriş alanlarına, restoranlara, barlara, gece kulüplerine ve dinlenme tesislerine yakınlığıyla dünyanın dört bir yanından uluslararası öğrencileri kendine çekmiştir. Boston ‘ın çağrıştırdığı küçük şehir hissi ve cazibesinin yanı sıra, TALK Boston’ın kendine özgü karakteri ve ruhu, uluslararası öğrencilerimizin bu okuldaki deneyimlerini özel ve unutulmaz kılmaktadır. Bu özel ‘şey’ okulun personeli ve öğretmenlerinin ürünüdür ve Müdür George de Souza’nın sıcak, cana yakın ve yardımsever samimiyetiyle başlar. George, eşi Patricia ile birlikte TALK Boston okulunu 2010 yılında Regis College kampüsünde açmıştır. Personel ve öğretmenler de TALK Boston ailesini oluşturan destekleyici ekibin bir parçasıdır. Birçoğunun kendisi yabancı ya da başka yerlerde öğretmenlik yapmış Amerikalılardır ve öğrencilerinin yalnızca İngilizce öğrenirken değil, aynı zamanda yeni çevrelerine uyum sağlarken de yaşayabilecekleri zorlukları anlarlar. Kendilerini Amerikan değerlerinin ve kültürünün temsilcileri olarak görüyorlar ve ülkelerinin en iyi ve en ilginç özelliklerini öğrencilere gösterme ve onlarla paylaşma sorumluluğunun farkındalar.

TALK Boston’da Konum, Konum, Konum Dahil Her Şey Var!

TALK Boston’ın Bedford Caddesi’ndeki konumu

Elbette Boston’un bu kadar erişilebilir ve heyecan verici bir şehir olması işlerini kolaylaştırmaktadır. İster tarih, moda, yemek, spor ya da müzik ve sanat sahnesini deneyimlemek isteyin, bunu hala küçük bir kasaba havasına sahip bir şehirde yapabilirsiniz. TALK Boston’daki personel, kişinin ana dilini konuşmaya geri dönmesinin veya evini özlemesinin kolay olduğunun farkındadır. Öğrencileri sadece sınıfta ve okulda İngilizce konuşmaya teşvik ederek değil, aynı zamanda şehir dışı etkinliklere ve şehrin sunduğu birçok kültürel deneyime katıldıklarında da deneyimlerini en iyi şekilde değerlendirmelerine yardımcı oluyorlar. Öğrenciler, kent sakinleriyle tanışmak ve kaynaşmak için yeni fırsatlara açık olmaya, İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmamaya, çünkü bunun dili öğrenmenin en iyi yollarından biri olduğuna teşvik ediliyor. George de Souza bu yaklaşımı %100 destekliyor ve Boston ‘daki ekibin uluslararası öğrencilere sadece ders vermekle kalmayıp aynı zamanda mentorluk da yapan çok özverili ve ilham verici bir grup olduğunu ve sonuç olarak okulun güçlü bir topluluk ve aile ruhuna sahip olduğunu ekliyor: “Yirmi yılı aşkın bir süredir öğretmenlik yaptığım için hem öğretmenlerle hem de öğrencilerle ilişki kurmayı kolay buluyorum. İnsanlarla bağlantı kurmaktan keyif alıyorum. TALK Boston ‘da kurduğumuz ekip işlerimizi çok daha kolay hale getiriyor.”