Dünya çapında konuşulan 7.000 dilden yaklaşık 500’ü tehlike altında olarak sınıflandırılmaktadır. Bir dil web sitesi olan Ethnologue‘a göre 133 dil sadece 10 ya da daha az kişi tarafından konuşulurken, ABD’de Lipan Apache dilini konuşan iki kişi ve Kamerun’da tek bir Bikya dili konuşucusu olduğu bilinmektedir.

Öte yandan, dünya dillerinin %6’sı dünya nüfusunun %94’ü tarafından konuşulmaktadır. Bu hızlı küreselleşme çağında bunun kaçınılmaz olduğunu ve birkaç ortak dilin iletişimi kolaylaştırdığını düşünebiliriz. Ancak dil aynı zamanda kültür demektir ve dil kaybolduğunda kültür de kaybolur. Dil ve kimlik arasındaki bağ o kadar güçlüdür ki, dilin kaybı insanların kültürlerinin de işe yaramaz olduğunu düşünmeleri anlamına gelir.

Bazı Diller Neden Tehlike Altında?

Suç sadece baskın dil kültürlerinde değil, aynı zamanda nesli tükenmekte olan dilleri konuşanların kendilerinde de yatmaktadır, zira bu kültürler gençlerini bir gelecekleri olması için kasıtlı olarak baskın dillerden birini öğrenmeye teşvik etmektedir. Ancak bunun tam tersini yapan bazı kültürler de var. Yeni Zelanda’daki Maoriler ve Birleşik Krallık’taki Galliler bilinçli bir tercihle dillerini korumayı başarmışlardır. İbranice sadece bilimsel bir yazı dili olarak var olmuş ancak¹⁹. Yüzyılda başarılı bir şekilde yaşayan bir konuşma diline dönüştürülmüştür.

Küreselleşen bir dünyada dilleri kaybetmemiz sizce önemli mi?